Gazi Mustafa kemal önderliğinde Dünya’ya da tüm mazlum milletlere örnek teşkil eden Emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi verilmiş ve tam bağımsız bir demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Gel gelelim kurulan Cumhuriyetin üzerinden yüz yıl geçmiş, ülke yönetimi olan Türkiye Cumhuriyetinde, yasamanın, yargının ve yürütmenin yani güçler ayrılığının Devlet yönetiminde olması gerekir iken, günümüzde partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde tüm yetkileri tek bir yöneticiye vermiş durumdayız. Oysa kuvvetler ayrılığı bir devletin denge ve denetleme unsurudur.
Medya ikiye bölünmüş birçok medya, bir gurubun kontrolüne girmiş az bir kısmı da muhalefet yapmaya çalışıyor. Yargımız maalesef siyasi ve sosyal medyanın etkisinde kararlar vermeye çalışıyor. Siyasi söylemler ile toplum adeta birkaç farklı guruplara ayrıştırılmak isteniyor.
Bu toplumun ortak paydası olan Devletin kamu kurumlarında istihdam ve görevde yükselmenin koşullarından Liyakat, bilgi, birikim ve deneyim yok sayılarak otoriteye sadık kalınmak esas alınıyor. İlim bilim yuvası olması gereken Üniversiteler her geçen gün içi boşaltılarak binlerce genci mezun edip, işsizlerin lokomotifi haline getiriliyor.
Taraftarlar tarafından mevcut yönetimin icraatlarını eleştiren, ya da karşı çıkan vatandaşlar bir şekilde farklı ihbarlar ile soruşturma ve kovuşturmaya maruz kalıyorlar. Soruşturulmalarında dosyalarına gizlilik kararı konarak tutuklanarak adeta hükümlü muamelesi yapılıyor.
Yöneticiler kamu harcamalarını ve şeffaflık içinde değil de, hesap sorulamaz halde uygulama yönünde tavır takınılıyor. Yaşanan büyük ekonomik sorunlar karşısında, bu ekonomik sorumluluğu yüklenecek sorumlu bulunamıyor. Ülkenin en yüksek yargı organı başkanı bile, yargıya güvenin yüzde otuzlara düştüğünü söylediği halde önlemler alınmıyor, yargıda güven sağlanamıyor. En üst mahkeme kararları uygulanmıyor.
Tüm bu olumsuzlukların yaşandığı ülkemizde, yöneticiler hiçbir sorumluluk almayarak her türlü başarısızlığı iç ya da dış düşmanlara bağlayarak süreci yönetiyorlar. Elbette bu topraklarda iç ve dış düşmanlar hep vardı. Bunlara karşı her türlü önlemi almak ise hak hukuk adalet çerçevesinde bizleri yöneten yöneticilerimize düşüyor. Adalet mülkün temelidir…
14 Ekim 2024
News
