Geçtiğimiz birkaç yıl dünyanın çok hızlı değiştiği bir süreç yaşadık. Birçoğumuzun ilk kez duyduğu kavramlar girdi
hayatımıza; pandemi, filyasyon, temassız teslimat gibi. Tüketim kültürünün ve değişen alışveriş anlayışının sonuçlarından birisi olarak dağıtım sektörü ve sektörün emekçileri kuryeler bazen kazançları bazen çalışma koşulları vs. ile gündemde daha çok yer tuttular, tutmaya devam ediyor. Yazının konusu sıkıcı bir ekonomi veya sosyal çıkarım yazısı değil, korkmayın. O konuları işin uzmanlarına bırakalım.Bir çoğumuz için pandemiyle birlikte hayat tiyatrosunun sıkıcı ve bunaltıcı ikinci perdesi açılmış gibi oldu. Pandemi ve sonrasında yaşananlar hakkında konunun uzmanları farklı tespit ve çıkarımlarını yaptılar elbette. Bir çoğunuz da katılacağınızı
düşünüyorum. Pandemiden sonra hiç bir şeyin eski tadı kalmadı. Oysa tiyatroda genelde bunun tam tersidir, ilk perdede sıkılmaya başladıysanız ikinci perde mutlaka merağınızı giderecek, durgunluk harekete, sorular yerini cevaplara bırakacak, “Oyuna geldiğime değdi.” dedirtecektir.
Teddy, sepetine kaskını koydu, eldivenlerini, atkısını, beresini koydu. Sıkı giyin üşümeyesin cümlesini koydu, alışveriş paketlerini koydu, kulaklığına bir şarkı, zihnine “aman kimseye uyma” yı koydu. Sakın kırılmasın uyarılı içecekleri, sıcak gelirse gelsin gelmezse gelmez olsun yazılı notu koydu, onca okul okudun da BAŞIBOŞ bir kurye mi oldun sorusunu koydu, zile basmayın, asansöre binmeyin uyarısını koydu, bu şeridi kullanma sen en kenardan git diyen taksici abisinin tembihini koydu. Beklesin canım iki dakika öldü mü para arıyoruz şurdayı koydu. En çok da “zili çalmayın çocuk uyuyor”u koydu. Baktı hepsini birden sığdıramayacak, bagaj lastiğiyle bağladı hayallerini, litrelik suların hemen üzerine,koyuldu koyu bir gecede karanlık bir trafiğe.
Amanda, kendisine hediye edilen marka valizine pahalı parfümü koydu, daha çok şey koyacaktı ama bencilliği ancak sığdı, zorla kapattı valizini.
Celia, masaya özenle pişirdiği yemeklerini, yanına doğradığı salata malzemelerini koydu, ekmek dilimlerini koydu, içeceklerini koydu, içine sinmedi birkaç yiyecek daha koydu, geriye çekilip masasına baktı gururla ama bir an duraksadı ve “Hayır yetmez!” dedi, yalnızlığını koydu, terk edilmişliklerini koydu, kız kardeşine hıncını koydu, yine de eksikti bir sürü şey, telefona sarılıp siparişlerini sıraladı uzun uzun.
Celia, Edip Cansever’den ve o eşsiz Masa şiirinden haberdar mıydı bilinmez ama
Sivas Devlet Tiyatrosu’nun Başıboş adlı oyunu ikinci sezonunda yoluna devam ediyor, Adam Szymkovic’in yazıp Ebru Kara’nın yönettiği oyunda Elif Yalçın, Çağla Nefesoğlu Kesiç ve Abdülsamet Sünbül rol alıyorlar. Oyundan sonra kendinizi bir lokantaya atma ihtimaliniz olduğu için hazırlıklı gidin diye muzipçe uyarmış olayım.
Alkışları bol olsun.
Ha bir de unutmadan,
Trafikte kuryelerin de olduğunu unutmayalım lütfen!
GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GENEL
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.