2001 yılında koyduğu Vizyon doğrultusunda gerçekleştirdiği adımların ortaya konulması amacıyla Sayın Erdoğan’ın 2014 yılında bir kitapçık çıkartarak hedeflerini ve gelinen noktayı şöyle özetlemişti. AK Parti olarak toplumun her kesiminin; Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, Laz, Çerkez demeden tüm vatandaşlarımızın eşit, saygın, onurlu bireyler olarak demokratik haklarını en iyi şekilde kullanabildikleri güçlü ve müreffeh bir ülkede yaşaması temel önceliğimizdi. Bu öncelik doğrultusunda adımlar atmaya ve güçlü ve lider ülke Türkiye hedefine emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz demişti. Aslında bu söylenen hedeflere ulaşmak onu baz almak hepimiz için çok olumlu noktalar. Ancak 2016 hain darbe girişiminden sonra gelişen ve sistem değişikliğine kadar uzanan noktadan sonra bu söyledikleri ile çelişen gelişmeler yaşıyoruz. Mesela kendisine yıllar önce yapılan ve halkımızın da kabul etmediği demokrasi dışı yaklaşımları maalesef bugün iktidar hırsıyla herkesi suçlu ilan etmesi, hukuk dinlemeden toplumun muhalif kesimini susturmaya çalışması, daha ileri giderek gazetecilere, iş adamlarına,öğrencilere,medyaya varan çeşitli şekilde tahakküm altına almaya çalışması maalesef söylediklerinin tam aksine bir tavır sergilemesi ülkemiz ve demokrasimiz adına üzücü bir durum olmuştur. Bunun en bariz örneği ise; Sayın Ekrem İmamoğlu ve birçok insanın sudan sebepler ile alıkonulması içte ve dışta büyük yankılar uyandırmış. Bununla birlikte Ortadoğu da yaşanan gelişmeler, Türk ekonomisinde uygulanan yanlış politikalar ve İmamoğlu’num haksız yere tutuklanmasıyla birlikte bizleri her açıdan daha da zor duruma sokmuştur. 2014 yılında müreffeh bir ülke hedefi derken bunun aksine, İşçi ve emekçi kesiminin bazıları açlık, bazıları ise yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmiş, gençlik ise umudunu yitirmiş kendisine yeni bir yaşam için yurt dışında bir hayat kurmayı tek hedef olarak belirlemiş noktaya gelmiştir. Yine aynı belgede onurlu, saygın ve demokratik haklarını en iyi şeklide kullanabileceği bir ortam derken 1 Mayıs 2025 yılında Taksim yasak, bayram kutlama alanlarına giden insanların yollarının çeşitli deniz tramvay gibi ulaşım araçlarının kapatılması. Anayasanın bizlere vermiş olduğu temek hak ve özgürlüklerin büyük ölçüde rafa kaldırılmış olduğu bir noktaya gelmiş bulunmaktayız.Kısacası, ileri demokrasiden, kelepçeli demokrasiye geçiş yaptık.
News
