Son yıllarda sürekli olarak gündemimizde yer alan sağlıklı yaşam için sağlıklı gıda şiarı oldukça önemli bir mesele. Ancak uzun süredir ülkemizde üretilen tarımsal ürünler hakkın da medya dan yansıyan haberler doğrultusunda gümrük kapılarından geri dönmesi hepimizi endişelendiriyor. Acaba ne? yiyoruz.İhraç edilen ürünlerdeki tarımsal ilaç kalıntı oranlar ile iç piyasadaki ürünlerin içerisindeki oranlar nelerdir .Bunlar hepimizin kafasında önemli bir soru işareti olarak durmaktadır. Tabi bu sorunların birinci muhatabı olan TARIM BAKANLIĞI bu konuda tatmin edici bir bilgi vermemektedir.
Oysaki sağlıklı nesillerin yetişmesi için sağlıklı gıdalar ve sağlıklı bir çevrenin olması sürdürülebilir bir tarım politikasıyla var olabilir. Bunun yolu gelişmiş ülkelerdeki standartları öncelikle benimsemek ve üretimini buna göre ayarlayıp çiftçinizi günün şartlarına göre yetiştirip dünyadaki yasaklı maddelerin kullanımını kendi ülkemizde de sahayı denetleyerek ortadan kaldırmak önemli bir hedef olmalıdır. Bunlar yapılmadığında hem sağlığımızı hem de iç ve dış piyasadaki rekabet gücümüzü kaybeder ve ürünlerimizi ihraç edemeyiz.
Bunun en somut örneğini klorpirifos gerekçesiyle geri gönderilen 13 sevkiyatın 12’sini reddeden taraf Bulgaristan gümrüğü. RASSF verilerine göre yılın ilk 2 ayında Türkiye’den Bulgaristan’a gönderilen mandalina, portakal, greyfurt ve limon gibi meyvelerde klorpirifosa rastlandı. Yine bir ara Rusya’ya giden domatesleri gümrük kapsından geri dönüyordu. Rusya bunu reddettiği zaman ise bu ürünleri Belarus’a veriyorduk. Onlarda kabul etmediği zaman ise iç piyasada ketçap, domates sosu yapıp özellikle Ortadoğu’ya sevk ediyor oradan satışı sağlanıyordu, iddiası önem arz etmektedir.
Tabi bu yaşanalar özellikle gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerdeki standart dışı tarımsal ilaç kullanımına göz yumması; haliyle özellikle kanser vakaları ,siroz gibi karaciğerde önemli bir hastalığa neden olması gibi bir çok olumsuz sonuçları doğurmaktadır. Bu olumsuzluklardan bir an önce çıkmak için öncelikli olarak reçeteli tarımsal üretime geçerek, büyük ilaç firmalarının çıkarları doğrultusunda halkı zehirlemesine engel olmalıyız.
Aksi taktirde vatandaşın devletine olan güveni kalmaz. Her türlü spekülasyona maruz kalır, sağlığından olur ve sürekli hastanelerde yine tarımsal ilaç kalıntılarının neden olduğu sıkıntılardan dolayı bu seferde sağlığına kavuşmak için yeniden ilaç firmalarının müşterisi olmak zorunda kalır.
Kısacası devletimizin vatandaşına hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şeklide tarladan sofraya gelene kadar gıdaların denetlemesini yapıp kamuoyuyla doğru bir şekilde paylaşması gerekmektedir.
News
